Dünyada İdam

İDAM
İdam, hukuk sistemlerinin ortaya çıkışından bu yana suçlara karşı devlet eliyle uygulanan bir cezai yaptırım türüdür. Geçmişten günümüze cinayet, tecavüz, vatana ihanet , casusluk gibi suçların karşılığı ölüm cezası olmuştur. Teknoloji ilerledikçe idam yöntemleri gelişme göstermiş mahkum için daha acısız hale getirilmeye çalışılmıştır. Dünya genelinde birçok örgüt idam cezasının önüne geçmek adına çalışmalar yapmakta bu çalışmalar neticesinde çoğu ülkelerde idam cezası uygulaması kaldırılmıştır. Ancak bazı ülkelerdeise hala bu ceza varlığını korumaktadır. Bu varlığının sebeplerinden birisi de ülke halkının idam cezasını istemesi ve bu şekilde kendilerini güvende hissetmesidir.
DÜNYADA İDAM
Dünya üzerinde birçok ülke ceza kanunlarında idam cezasına yer vermektedir. Ama bu ceza bazı ülkelerin kanunlarında yer almasına rağmen uygulaması yoktur. Dünya genelinde 58 ülke idam cezasına kanunlarında yer vermekle birlikte fiilen de uygulanmaktadır. 35 ülkedeyse ceza kanunlarında yer almakta ancak uygulanması savaş ve olağanüstü hal ile sınırlanmaktadır.
BBC tarafından yapılan araştırmalar neticesinde idam cezasını en çok uygulayan ülkeler sırasıyla Çin, İran, Pakistan, Suudi Arabistan, ABD, Irak, Somali, Mısır, Endonezya, Çad…
Söz konusu ceza çoğunlukla cinayet, tecavüz, vatana ihanet suçlarına uygulanmaktadır. Ülkelerde dönem dönem iktidarın değişimiyle idam cezası gerektiren suçların kapsamının genişlediği veya daraldığı görülmüştür. Özellikle vatana ihanet suçunun unsurları tam olarak sınırlandırılmadığı için suistimale daha müsait bir hal almıştır.
İdamın infazında uygulanan yöntemler zamanla işkence olmaktan çıkıp mahkum için daha acısız hale getirilmeye çalışılmıştır. Önceleri giyotin, kazığa oturtma, elektrikli sandalye, yağlı sicim, gaz odası, ling che gibi metodlar yaygınken günümüzde bunların yerini zehirli iğne, asma gibi daha hızlı yöntemler almıştır. 
Dünya genelinde idama karşı çalışmalar yürütülmektedir. Uluslararası Af Örgütü tarafından 140 ülke hukuken ya da fiilin idam karşıtı 58 ülke ise idam taraftarı olarak sınıflandırılmaktadır. Uluslararası Af  Örgüt ve idam cezasına karşı dünya koalisyonu destekli Cities For Life idam cezasının kaldırılmasına yönelik küresel çalışma yürütmektedir. 2002 yılından beri her 30 Kasımı idam cezasına hayır günü olarak kutlamaktadır. Söz konusu örgütler idam cezasını önlemek için dünya çapında birçok kongre düzenlemektedir. Bu kongrelerde her ülkeden temsilciler ve sınır tanımayan avukatla platformu yer almaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2007, 2008, 2010’da ölüm cezalarını uygulamama çağrısı yapan kararalar almıştır. Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi 2. Maddesinde yaşama hakkı başlığı altında yer alan “ Hiç kimse ölüm cezasına çarptırılmamalı veya idam edilmemelidir” ibaresiyle Avrupa Birliği’ne üye olan ülkeler için bu cezaların uygulanması yasaklanmıştır. Avrupa Birliği’ne üye olup bu cezayı uygulayan tek ülke Belarus’tur.
Dünya Çapındaki örgütlerce insanlık dışı atfedilen söz konusu ceza türünün Amerika Birleşik Devletlerinde cezalara yaptırım olarak uygulanıyor oluşu idam cezasını uygulayan diğer devletlere dayanak oluşturuyor. Bu örgütler idam karşıtı çalışmalar altında ABD başkanlarından destek bekliyorlar. Ama özellikle Texas gibi düzenli olarak idamların gerçekleştiği eyaletlerde idamın kaldırılması yakın zamanda öngörülmemektedir. 
50 eyaletten oluşan ABD'nin 31 eyaletinde idam cezasıuygulanmaktadır. Uygulayan eyaletlerden bazıları: Alabama, Arizona, California, Florida, Georgia, Penssylvania, Texas, Virginia, Washington. İdam cezası Bulunmayan 19 eyaletten; 5'i yasa ile, 2'si yargı kararı ile yürürlükten kaldırmıştır. 
Dünya genelinde zamanla idam metodlarında gelişme gösterilmiştir. ABD'de elektrikli sandalye en yaygın yöntem olmaktan çıkmış yerini zehirli iğne almıştır. Zehirli iğne tüm infaz metodları arasından daha az acı verici olandır. Aşırı dozda kimyasal karışımıyla enjekte edildikten sonra kişi uyku haline geçer ve kalbi durur. Diğer metodlardan çok daha hızlı ölüme sebebiyet verir. Buna rağmen 2014 yılında Ohio'da gerçekleşen McGuire'nın infazı 1999 yılından bu yana süren en uzun infaz olmuştur. Hamile bir kadına tecavüz edip öldüren mahkum, daha önce hiç denenmemiş bir ilaç karışımı kullanılarak infaz edildi. 25 dakika boyunca can çekişen mahkumun infazı son derece acı ve başarısız bir deneyim olmuştur. 
ABD genelinde idam cezasının verildiği suç türü kasten öldürmenin nitelikli halleridir. Bu suç türü dışında farklı eyaletlerde idam cezasını mümkün kılan farklı suç türleri vardır. Fedaral seviyede vatana ihanet; Loisiana, Florida ve Oklahoma'da cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların nitelikli halleri; Georgia, Idaho, Kentucky, South Carolina ve Oklahoma'da kişiyi hürriyetinden yoksun kılmamanın nitelikli halleri; Alabama ve Missisippi'de uçak kaçırma; Georgia'da silahlı soygun; Florida'da uyuşturucu kaçakçılığı sonucu kişinin ölümüne sebebiyet verme. 2008 yılından beri insan öldürme suçu dışında hüküm giyip ölüm sırası bekleyen bir hükümlü bulunmaktadır. Eyaletler arasında çocuklar için cezai ehliyet yaşı farklılık gösteriyor olsa da Dünya genelindeki uygulamada olduğu gibi ABD'de de 18 yaş altı idam edilmiyor.
ADB'de suçlunun idam cezasına çarptırılması için öncelikle hüküm giyme aşamasında ilk mahkeme tarafından suçun kendisine isnat edilmesi gerekir. Daha sonra doğrudan inceleme talebiyle idamın cezasının kesinleşmesi yolunda ilerlenir. Kesinleşecek hükme karşı yapılan eyalet ek incelemesinde hüküm onaylanınca ABD Yüce Mahkemesinde temyiz başvurusunda bulunulabilir. Karmaşık ve vakit alan temyiz aşamaları nedeniyle sanık eylemi nedeniyle suçlu bulunduktan sonra diğer aşamaların tamamlanması için uzun yıllar ölüm sırası beklemektedir. 2010 yılında bir hükümlü suçlu bulunduktan yaklaşık 15 yıl sonra idamı gerçekleşmiştir. Şuanda da ABD'de cezasının infazını bekleyen hükümlü sayısı çok fazladır.
İdam cezasını uygulayan ülkeler arasında sayısal anlamda zirve Çin’e aittir. Nerdeyse her yıl 1000’in üzerinde idam kararı verip infaz etmektedir. Dünya üzerinde tüm ülkelerde olduğu gibi Çin’de de değişen hükümet ile idam cezasının şekli ve sayısı değişmektedir. Örneğin bir dönem cinayet suçunda maktulun akrabalarının katili takip edip öldürmesi mümkündü ve bunun sonucunda aldığı keyfiyeti hükümete bildirmek zorundadır.
Çin’de idam cezası en çok katillere uygulanmaktadır. Çin ceza kanunlarında 3000 suç sayılıp bunların 200 ü idam cezası gerektirmektedir. Şu-king’in kitabında açıkladığına göre idam cezası verilebilmesi için işlenen suçta kast aranmalıdır. Suçluya tayin edilen ceza masumu etkilememelidir. Ancak her dönem bu kaideye riayet edilmemiştir. Dönem dönem zanlının işlediği suçtan aynı ikamette bulunan insanlar da sorumlu tutulmuştur. Hırsızların dahi savunma amaçlı idam edildikleri görülmektedir. 
İdam cezası her ne kadar dönemlik değişimler yaşasa da varlığını hep korumaktadır. Çin için söz konusu ceza bir gelenek halini almıştır.
1980 ve 1990’da idam cezası belirli suçlar için otomatikman uygulamaktaydı. 1997’de yeni ceza kanunu ile idam cezasına yeni kategoriler eklenmiştir. İdam cezasının 2 yıl ertelenebilmesi mümkün hale getirilmiştir. Ancak bu durum neticesinde idam cezası verme oranı artmıştır. Mahkumun 2 yıl içerisinde masumiyetini kanıtlama olasılığı hakimlerin karar verme aşamasında zorluk yaşamamasına yol açmıştır. 2 sene içerisinde masumiyetini kanıtlayamayan mahkum derhal idam edilmektedir. Ayrıca Çin’de idamın infazının durdurulup ömür boyu hapse çevrilmesi de mümkündür. Ancak söz konusu suç büyük bir suç olmamalıdır. Tüm bu yaşananlar neticesinde Çin ‘ de ki idam kararları daha da artmıştır. Uluslar arası Af Örgütü bir araştırmasında dünya genelindeki idamların çok daha fazlasının Çin’de meydana geldiği sonucuna ulaşmıştır.
Zanlı Çin mahkemelerinde yargılanırken kararda etkili diğer hususta ekonomik faktörlerdir. Buradan kasıt fail hapse atılırsa devlete maliyetinin ne olacağıdır. Hesaplama sonucu yüksek bir meblağ çıkarsa birey idama daha çok yaklaşır.
1 ocak 2007 tarihi ile idam cezası bölge mahkemelerince uygulanmayıp önce yüksek mahkeme tarafından onaylanması yani idam kararının verilmesi ikili bir süreç haline getirilmiştir.
Ülkede istinaf mahkemeleri kapalı kapılar ardında yargılama yapmakta ve bu mahkemelere belirli bir süre içerisinde karar verme zorunluluğu yüklenmektedir. Bu durum eğer gerçek fail bulunmazsa elde deliller tatmin edici olmasa dahi işaret ettiği kişiyi hatta herhangi bir kişiyi mahkum etmeye yol açmıştır. Bu şartlanmadan ötürü Çin istinaf mahkemelerinde delil teşkil etmeyen verilerin dahi delil sayılması yaygın hale gelmiştir. Dönem dönem mahkemelerde zanlının ifadesinin göz ardı edilip idama mahkum edildiği de olmuştur.
Söz konusu ülkede hukukun üstünlüğünün benimsendiği söylenemez. Yargı bağımsız olmayıp hükümet karar mekanizması halindedir. Ülkede tüm yargılama süreci ve sonucu gizli tutulmaktadır. Çin hükümeti yılda 2000 idam gerçekleştiğini söylese de bu veri gerçeği yansıtmamaktadır. Çin ‘de ki bu saydamlık sorunu dolayısıyla idamların hangi cezaları kapsadığı ve infazın nasıl gerçekleştiği tam olarak bilinmemektedir. Bu durum idamların caydırıcı etkisini ortadan kaldırmaktadır. Uluslar Arası İnsan Hakları Federasyonu başkanının , idamların oranını uygulanış biçimlerini öğrenmek için yaptığı geziler esnasında ziyarette bulunduğu ülkelerden Çin ve Vietnam başkanı ülkeye almamıştır.
Çin ‘de idam cezasının caydırıcı etkisini gösterebilmesi için saydamlık artmalı idam cezası ile cezalandırılan suçlarda azaltılmalıdır. Yargılama süreci kamuya açık bir hale getirilip hem keyfiyetin önüne geçme hem de halkın güveni sağlanmalıdır. 
Ülkede değişen hükümetlerle dönem dönem idam cezası suistimallere uğramaktadır. Söz konusu ceza amacından sapıp ekonomik bir sonuç haline getirilmektedir. Her yıl on binlerce organ nakli yapılan Çin’de organ kaçakçıları idam edilenlerin organlarını internet üzerinden satmaktadır.
İdam yöntemi olarak önceleri daha acı veren metodlar uygulanıyordu. Örneğin ling che yöntemi ile önce mahkuma tek tek uzuvları son olarak da kafasının kesilmesi gibi acılı bir süreç yaşatılırdı. Günümüzde ise daha ziyade kurşuna dizme yöntemi kullanılmaktadır. İdam yöntemleri de Çin’de dönem dönem değişiklikler göstermektedir.
2008 yılında gerçekleşmiş olan olimpiyatlar Çin’in üzerindeki baskıyı arttırmış insan haklarını geliştirme, işkenceyi engelleme, insan onurunu koruma hususunda sözler alınmasını sağlamıştır. Tüm bu gelişmelere rağmen idam cezasının Çin’de halen uygulanmasının yegane sebebi halkın %95 inin idam cezasının kaldırılmasına karşı olmasıdır. Her ne kadar caydırıcı olmasa da idam cezasının varlığı bireylerin güven içinde yaşamasına katkıda bulunmaktadır.
Japonya da, ABD gibi gelişmiş ülkelerden olup idam cezasını uygulayan ülkeler arasındadır. İdamın caydırıcılığı tartışmaları kapsamında ABD’de suç oranlarının azalmamasına rağmen Japonya’da kriminal suç oranları düşüktür. 
Japonya’da idam cezasına çarptırılan suçlar: cinayet ve vatana ihanettir. Suçlunun idam cezasına çarptırılıp çarptırılmaması hususunda Nagayama standartları uygulanmaktadır. Bu standartlar 1968 yılında 4 kişinin katil zanlısı 19 yaşındaki Norio Nagayama’nın 1997 yılında yakalanıp idam edilmesiyle Japon yargısı idam cezasında Nagayama standartları adı verdikleri 9 kriter takip ettiler.
1. İşlenen cinayetin vahşet derecesi
2. İşlenen cinayetin nedeni
3. Suçun nasıl işlendiği; özellikle kurbanın nasıl öldürüldüğü
4. Cinayete kurban gidenlerin sayısı 
5. Yaslı ailenin katil hakkındaki duygu ve düşünceleri
6. Japon toplumunda cinayetin oluşturduğu etki
7. Davalının yaşı
8. Davalının önceki suç kayıtları
9. Davalı tarafından gösterilen pişmanlık derecesi
Bu kriterlerle genellikle seri cinayetlere bulaşmış kişiler idam cezasına çarptırılır. Bu kriterler kapsamında 475 nolu Ceza Kanununa göre Adalet Bakanlığında onaylandıktan sonra 6 ay içerisinde işleme konur. 
Japonya’da halkın yaklaşık %80’ninin çoğunluğuyla gerekli görülen idamın çarptırıldığı ceza türleri 2009’dan beri jüri sistemi ile uygulanmaya başlanmıştır. İnfazın asarak yapıldığı Japonya’da mahkuma asılmadan önce başka bir odada ibadet imkanı verilir. Birden fazla görevli tarafından gerçekleştirilen idamda, mahkumun ayağını yerden kesecek kapağın açılması için düğmeler vardır. Bu düğmelere görevlilerin hepsi aynı anda basar ancak düğmelerden biri mahkumun üzerinde durduğu kapağın açılmasını sağlar hangi görevlinin bastığı düğmenin kapağı açtığı görevliler tarafından bilinmiyor. Bu sistemle idamı gerçekleştiren görevliler infazın sorumluluğunu tek başına üstlenmezler cellat psikolojisinden çıkarlar. 
Japonya’da da diğer ülkelerde olduğu gibi 18 yaş altına uygulanmayan idam cezası 14 Nisan 1999’da tartışmalara yol açmıştır. Hikari Yamguchi’de 18 yaşını doldurmuş Takayaki Fukuda isimli suçlu 23 yaşındaki kadına tecavüz edip 11 yaşındaki kızıyla birlikte öldürmüştür. Yakalanıp ölüm cezasına çarptırılan Fukuda’nın yaşının 18 olması sebebiyle ceza infaz edilmemiştir. 
Japonya infaz odalarını dünya kamuoyuyla paylaşmıştır. Buna kıyasla idam cezasını uygulayan diğer ülkelerden İran hakkında cezanın sistemine yönelik bilgi paylaşımı çok sınırlı sayıdadır.  Halka açık yapılan infazlarda diğer potansiyel suçluların ibret alması esas alınmaktadır. Bu usule idam karşıtı örgütler tarafından tepkiler yağmaktadır. 
Kuzey Kore hükümeti dünden bugüne idam cezası ile hususunda oldukça katı bir politika izlemektedir. Kuzey Kore’nin idam konusunda oldukça kararlı davrandığı hiçbir tehlike ihtimaline fırsat vermediği görülmektedir. En önemli örneklerinden birisi yolsuzluk ve kişisel kazanç peşinde koşmaktan suçlu bulunan ülkenin Genelkurmay Başkanı idam edilmesidir. Bu ve benzeri idamların en büyük nedeni şu an iktidarda bulunan Kuzey Kore’nin genç yöneticisidir. Kim Jong Un yönetiminde 4 yılda 79 hükümet yetkilisi idam edilmiştir. Çoğu vatan hainliği, yolsuzluk gibi suçlardan yargılanmıştır. Kuzey Kore Savunma Bakanı bir törende uyuyakaldığı için sadakatsizlik ve saygısızlıkla yargılanmıştır. Bakan uçaksavarlarla kurşuna dizilerek idam edilmiştir. Yine örnek olarak yönetimi eleştirmekte idam cezası gerektiren suçlar arasındadır. 
Bürokratik kişiler haricinde bölgede 2016’nın ağustos ayına kadar yani 6 ay içerisinde 60 sivil kurşuna dizilerek idam edilmiştir. Kuzey Kore kanlarlı dışında kanal izlemek, internet kullanmak kesinlikle yasaktır ve bunlar bireyleri idama götürebilir. 
Yine Kuzey Kore’de yargı ve idam aşamasında gizlilik söz konusudur. İdamların sayısı ve yöntemleri çoğunlukla bilinmemektedir. Kamuoyuna kapalı bir yargılama sürecinin ardından idam cezası infaz edilir. Ancak idam cezasının verildiği suçlarda genel olarak bilinmemektedir. 
Kuzey Kore’nin bu denli katı politikasından ötürü ABD yönetimi Kuzey Kore lideri hakkında yaptırım kararı almış ve Kuzey Koreli on üst düzey yönetici ile beş kamu kurumunu kara listeye almıştır. 
Hindistan idam cezasına kanunlarında yer verip uygulayan ülkelerden bir diğeridir. Ölüm cezalarına gelince suçlunun başının kılıçla kesilmesi, suda boğulması, köpeklere yem olarak atılması, fillerin ayaklarında ezilmesi, yakılması gibi yöntemler benimsenmiştir.
Hindistan’da Brahmanlara geniş imkanlar tanınmaktadır. Kamu hukuku özel hukuk alanlarında bu sınıfa imtiyazlar tanınmaktadır. Bu sınıfa mensup bir kişi öldürülürse bu suça ölüm cezası verilir. Ancak öldürenin brahman olması idamı durdurmaktadır. Brahmanlara hakarette diğer sınıflar için idam nedenidir. 
Hindistan’da Manu mahkumları için başı kılıçla kesme , sivri bir kazık üzerine oturtma, suya batırılıp boğma, fillere ve köpeklere yem olarak atma veya nezaket olarak yakma gibi yöntemler kullanılmaktadır.
Gayrimeşru münasebetin failleri eğer brahmansa yakılır. Eğer diğer sınıflara mensupsa zinanın kadınları köpeklere yedirilir erkekler ise yakılır.
Hindistan’da cemiyetten uzaklaştırılma ölüm cezası gibi görülür o kimse hakkında ölüm merasimleri düzenlenir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder